Kayıtlar

Duygularınızı Biliyor Musunuz?

Resim
        Herkesin olaylar karşısında hissettiği duygular vardır. Ama bazen bu duyguları nasıl ifade edeceğimizi, hangi kelimeyi kullanacağımızı bilemeyiz. Duygularınızı adlandırmak için aşağıdaki duygu listesine bakabilirsiniz.  Kaynakça:  Webb J., Çocuklukta İhmalin İzi: Boşluk Hissi, Sola yayınları, İstanbul, 2023. 

Burhan’ın Uyu(tul)ma Hikayesi

                      Burhan’ın Uyu(tul)ma Hikayesi    Sabah onca insanın koşuşturma sesine gözlerimi açtım. Gece iyi bir yer seçememişim her yerim tutulmuş. Neyse biraz yürüyeyim açılır. Bu insanlar bana niye böyle öfkeyle bakıyor. Bir şey mi oldu acaba diye düşünürken kafama atılan gazetenin yere düşmesiyle üstündeki kocaman benim ve arkadaşlarımın fotoğrafına gözüm takıldı. Hemen Rüsteme seslenip: “Koş Rüstem ünlü olduk” dedim ve Rüstemle birlikte yazıları okumaya başladık.   “ Sokak hayvanları toplanıp uyutulacak ” yazıyordu. Düşünmeye başladık biz zaten uyuyabiliyorduk onlar niye uyutacaktı ki bizi.  -Rüstem: Bu uyutma başka bir uyutma demedi deme -Burhan: Bilmiyorum vallahi hiçbir şey anlamadım. Bu toplanma neyin nesi acaba? -Rüstem: İnşallah havuzlu bol mamalı bir yere toplayacaklardır. Çünkü çok açım. -Burhan: Hadi Ayşe teyzeye gidelim o bize bir şeyler hazırlamıştır.      Ve yanılmadık A...
Resim
                                                         Sevgi Dilinizin Ne Olduğunu Biliyor Musunuz?            Herkesin sevgisini gösterme ve sevilmeyi istediği şekilleri vardır. Yazar Dr. Chapman “Beş Sevgi Dili” adlı kitabında insanların sevgilerini gösterme ve sevilmeyi istediği şekilleri dil olarak adlandırmış ve bu dilleri beş sevgi dili olarak sınıflandırmıştır. Her insanın bir sevgi dili olduğunu ve her insanın sevgi dilinin de birbirinden farklı olduğuna değinmiştir.                          Bu Beş Sevgi Dili: 1.       Onaylayıcı Kelimeler 2.       Kaliteli Zaman 3.       Hediye Almak 4.     ...

Bilmiyorlar Değil Bilmek İstemiyorlar

Resim
          Bilmiyorlar Değil Bilmek      İstemiyorlar           Sen, eteğimle kazağım uydu mu diye düşünürken o, açık mı oldu daha kapalısını uzununu mu giysem diye düşünüyor.     Sen, o yılki moda rengine uyarken o hep siyahı seçiyor. Sen, bu kırmızı ruj daha uygun olur diye düşünürken o, aman dikkat çekmeyeyim diye en açık tonunu seçiyor. Sen en kalıcı parfümü ararken o, birisi duyar diye en sıradanını seçiyor. Sen istediğin takıyı kıyafetine uydururken o, alyans gibi duran bir yüzüğü çantasına atıp korku duyduğunda çıkarırım diye düşünüyor. Sen ayakkabının topuk boyunu seçerken o, aman ses eder dikkat çeker diye en düz olanını seçiyor. Sen, istediğin yere istediğin gibi giderken o, tenha olmayan KADINların olduğu yerleri seçiyor.     Bu sadece dışarı çıkarken yaşadığı küçük bir anı ve bu sahne onun için her gün her saat her dakika farklı farklı durumlar için tekrarlanıyor.       Ha...
Resim
        8 Mart’ı olamayacak KADINLARA…           Bazı kadınlar için 8 Mart olamayacaktı çünkü çoğu 7 Martta yüzlerindeki morluklarla, gözünde akmaya fırsat bile bulamamış yaşlarla, vücudundan akan k*nlarla, haykırmaya fırsat bulamamış çığlıklarıyla, bir kenarda, çocuklarının gözlerinin önünde, kurtulmaya çalışıp kurtulamadığı bir adam(!) tarafından öl*me mahkum edilecekti.           Günler aylar yıllar geçiyordu ama geçmeyen tek şey her saniye bir kadını daha kaybedişimiz. 8 Mart evet, kendini sizler için feda etmiş kadınların reklamlarda hatırlandığı, çoğu kişinin haberinin bile olmadığı o gün. Kutlu olsun, şayet kutlayacak kadın kaldıysa…  

İlkleri Hak Eden Kadınlara

                                        İLKLERİ HAK EDEN KADINLARA            İlklerin (ilk buluşlar, ilk işler) çoğunda erkekler vardır. Peki, bu ilklerde kadınlar nerede diye düşündünüz mü hiç? Kadınlar evde çamaşır bulaşık yıkarken, çocuk bakarken, yemek yaparken, bütün evin yükünü sırtlamamış gibi tarlada bahçede çalışırken, erkekler ütülü kıyafetlerini giyip, yemeklerini yiyip, bu ilkleri kadınların başarabileceğini bile düşünemeden ilkleri başarmaya gittiler.             Kadınlara da elindekilerle yetinmesi gerektiğini, onun yerinin evi olduğunu, çocuklarına analık yapması gerektiğini, kocasına hürmet etmesi gerektiğini, o bir şey isterse evin erkeğinin halledeceğini(!) de tembihlemeyi unutmadan gittiler.             Başarılı KADIN yazarımız Virginia Woolf’dan kadınlarımıza bıraktığı öğüt ile s...
              Dilber… Bizim Dilber.        Evet evet dizideki Dilber. Kıyafetinin yok sattığı, dansının kurslar açtırttığı, sosyal medyada dansını öğrenmeyenin kalmadığı, uğruna evlerin alındığı Dilber.           Böyle çok güzeldi Dilber. Herkes onu konuşuyor, onun gibi olmak istiyordu, maskesine aldanıp. Fakat gerçek Dilber’i kimse tanımıyor tanımak dahi istemiyordu.          Gerçek Dilber bir erkek(baba, eş)! yüzünden orda başka erkeklere! oynamak zorunda kalan,  sürekli erkekler! tarafından istismar edilen, yüzündekileri makyajla kapatan, o makyajı silmeyip kendiyle yüzleşmeye korkan, yuvası olmayan, nasıl olduğu, kim olduğu, ne istediği sorulmayan, doğum günü kutlanmayan, görenlerin selam dahi vermediği ve bunun gibi olma diye gösterilen kötü örnek, Dilber.           Şimdi soruyorum size kıyafetini giyip dansını etmekle Dilber olunur mu?   ...